Bağlanma Oyunları

Disiplin her zaman ciddi, stresli, sıkıcı ya da sinir bozucu olmak zorunda değil. Çocukların davranış sorunlarını eğlenceli aktivitelerle de çözebiliriz. Çocukluk dönemindeki stres kaynaklarının ne kadar da fazla olduğu ve bu stres faktörlerinin davranış sorunlarına sebep olabileceğini biliyoruz. Ayrıca, iş, hastalık, boşanma, yeni bir bebeğin gelmesi, taşınma gibi durumlar nedeni ile sıkıntı yaşıyorsanız çocuğunuzla aranızdaki bağ -doğal olarak- sabrınız tükendiği ya da ona yeterince zaman ayıramadığınız için zayıflayabilir. Böyle bir kopukluk çocukların yalnız, güvensiz, endişeli ve güçsüz hissetmelerine ve davranışlarının daha da zorlayıcı olmasına sebep olabilir.  

Bağlanma oyunları, çocuğunuzun zor zamanlarla baş etmesinde iyileştirici bir unsur olabilir. Sadece 20-30 dakika ayırarak çocuğunuzun iyileşmesine katkıda bulunup onunla olan bağınızı kuvvetlendirebilirsiniz. 

Oyunun en yararlı kısmı kahkahadır. Araştırmalar, kahkahanın gerginliği, endişeyi ve öfkeyi azalttığını gösteriyor. Çocuğunuzla oyun oynayıp kahkaha attığınızda disiplin sorunlarının çoğunu çözer, çocuğu stres ve travmadan uzaklaştırabilirsiniz. 

Bağlanma oyunları ile ilgili yapılan araştırmalar, söz konusu 9 aktivitenin belli duygu ve davranış sorunu olan çocuklar üzerindeki etkisini doğruluyor. Bununla birlikte, ebeveyn-çocuk bağını güçlendiren oyunlar, duygusal sağlığı yerinde olan çocuklar dâhil tüm çocuklar için faydalıdır.

Bağlanmayı güçlendiren dokuz oyun türü

1) Yönlendirilmemiş çocuk merkezli oyunlar:

Çocuğunuzun eline ahşap bloklar, oyuncak bebekler, bebek evi, kuklalar, kil ya da oyun hamuru, sanatla ilgili malzemeler, küçük insan figürleri, hayvanlar, araba ya da kamyon benzeri taşıtlar gibi yaratıcılığını destekleyen malzemeler vererek başlayın. Sonra da onun oyunu yönlendirmesine izin verin. Bu tarz oyunlar çocuğunuzun stresli yaşam olaylarını sizinle oyun yoluyla paylaşmasına, özellikle strese neden olan olay ya da ayrılığı atlatmasına yardımcı olur ve aranızdaki bağın güçlenmesi için oldukça faydalıdır. Haftada en az bir kez yarım saat çocuk merkezli oyun oynamanız güven ve emniyet duygusunu da geliştirir. Çocuğunuzun sevildiğini ve değer verildiğini hissetmesini istiyorsanız telefonunuzun sesini kısıp tamamen dikkatinizi ona vermeniz oldukça önemli. 

2)Belli bir konu ya da tema içeren sembolik oyunlar:

Çocuğun yaşadığı travmaları iyileştirmede etkin bir rol oynar. Bu tür oyunlar esnasında, çocuğunuzun travma yaşadığı konuyla ilgili oyuncakları kullanarak yol gösterici olabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz bir yangına tanık olduysa ve etkisinden kurtulamadıysa, ona itfaiye aracı, oyuncak ev ve küçük insan figürleriyle oynamayı önerebilirsiniz. Tuvalet eğitimi, kardeşler arası çekişmeler, işbirliğine yanaşmama gibi davranış sorunlarıyla başa çıkmak için de sembolik oyundan faydalanabilir, oyuncak hayvan ya da objelerle canlandırma yapabilirsiniz. 

3) Çocuğun davranışı doğrultusunda geliştirilen oyunlar:

Samimi ve sıcak bir bağlantı kurmanın en iyi yollarından biridir. Çocuğa kabul gördüğünü hissettirir ve güçlü olma duygusu yaratır. Yetişkin tarafından tekrarlanıp çocuğun davranışına bağlı olarak gelişen herhangi bir aktivite olabilir. Örneğin, çocuğunuz oyuncak bebeğini yere düşürdüğünde oyuncak bebek rolü yaparak “Ay!” demek, kıkır kıkır gülüyorsa tekrar tekrar yapmak. Bir başka örnek, çocuğunuz sağ kolunuza dokunduğunda sağa dönmek, sol kolunuza dokunduğunda sola dönmek. Çocuk, davranışı doğrultusunda gelişen oyunlar sırasında kontrolün kendisinde olduğunu hisseder. 

4) Saçma oyunlar:

Sizin ya da çocuğunuzun bilinçli olarak anlamsız hareketler yaptığı ya da duyguları veya çatışmaları abartarak oynadığı oyunlardır. Örneğin şarkıları yanlış söyleyebilir ya da yapbozu bilerek yanlış yere takabilir. Bu tür oyunlar özellikle hata yapmaktan korkan çocuklar için faydalıdır. Abartılı yaklaşımı korku sorunu yaşayan çocuklarda da kullanabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz yılandan korkuyorsa, her ikiniz de “Tısss” sesinden ölesiye korkuyormuşsunuz gibi yapabilirsiniz. 

5) Ayrılık oyunları:

Çocuğunuzla aranızda kısa süreli görsel ve mekansal ayrılık oluşturmaya dayanır. Hepimizin bildiği ce-e ve saklambaç oyunları bu türe en iyi örnektir. Kovalamaca da ayrılık oyunlarının farklı bir çeşididir. Çocuğunuzun koşup kaçmasına sonra onu yakalamaya çalışırsınız ya da saklanmasına izin verirsiniz. Kaçıp kendini güvende hissettiği yere ulaşmasına için verirsiniz. Ayrılık oyunları çocukların her gün yuvaya ya da okula gitmek gibi ayrılma süreçleri ile eğlenceli bir biçimde başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Oyun esnasında atılan kahkahalar çocuğun endişe duygusundan kurtulmasına yardımcı olabilir. 

6) Gücün çocukta olduğu oyunlar:

Bu tür oyunlarda yetişkinler zayıf, korkak, beceriksiz, sersem ya da öfkeli görünürler. Ya çocuk taklit edilir ya da verdiği direktifler uygulanır. Bunlar genellikle hareketli oyunlardır. Örneğin, yastık savaşında çocuğunuzun sizi devirmesine izin verirsiniz. Sadece yastıkla vurur ya da dokunur ve siz güçsüz numarası yapıp dramatik bir şekilde yere serilirsiniz. Ya da korkunç bir oyuncakla sizi korkutur ve siz de çok korkmuş taklidi yaparsınız. Çoğu çocuk yetişkinlerden daha küçük ve zayıf olduğu için kendini güçsüz hisseder. Bu tür oyunlar sırasında atılan kahkaha, çocuğun kendini güçsüz hissetmesi nedeniyle oluşan endişeden kurtulmasına yardımcı olur. 

7) Çocuğun yaşça geriye gittiği oyunlar:

3 ile 6 yaş arasındaki çocuklar genellikle yaşça geriye gittikleri oyunları kendileri başlatır, ancak anne babalara şaşırtıcı ve sinir bozucu gelebilir. Çocuğunuz bebek gibi davranmaya başladıysa endişelenmeyin. Bebek gibi
konuşmaya ya da davranmaya başlarsa oyunu devam ettirebilir; kollarınıza alıp sarmalayabilir, biberon isteyip istemediğini sorabilir, altını bağlıyor gibi yapabilir, ninniler söyleyebilirsiniz. Özellikle yeni bir kardeş geldiğinde bu oyunları oynamanın en doğru zamanıdır. Doğum sonrası depresyon yaşayan anneler bu oyunu oynayarak o zaman veremediği sevgi ve ilgiliyi verebilir. 

8) Fiziksel temas gerektiren oyunlar:

Oyunun en önemli işlevi, çocukların başkaları ile fiziksel bağ kurmalarına yardımcı olmasıdır. Çocuğunuzun belirlediği sınırlara saygı duyarak fiziksel temasta bulunmasını teşvik eder, aranızdaki bağı kuvvetlendirirsiniz. Boğuşmak, el ele tutuşup çember olmak, vücuda dokunularak söylenen şarkılar, onu at gibi sırtınızda taşımak, ayak bileklerinden tutup ellerinin üzerinde yürümesini sağlamak, üzerinize yatmasına izin vererek insandan sandviç yapabilirsiniz. Fiziksel teması eğlenceli hale getirmenin sonsuz yolu vardır. 

Genel Prensipler:

  • Öğretmeye çalışmaktan ve düzeltmekten kaçının.
  • Oyununa tercümanlık yapıp analiz etmekten kaçının. 
  • Çocuğunuz kahkaha atıyorsa, muhtemelen doğru yoldasınız. 
  • Çocuğunuzla alay etmekten kaçının. 
  • Çocuğunuzu gıdıklamaktan kaçının. (Gıdıklamak da alay etmek gibi bir üstünlük göstergesidir ve çocukta güçsüzlük duygusu yaratabilir)
  • Çocuğunuz ağlarken oyun oynamaya çalışmayın. 
  • Önemli travmaları atlatabilmesi için profesyonel yardım alın.
  • Oyun oynamak istemediğinizi söylemenin hiçbir sakıncası yoktur. 

Çocuğunuzun yalvardığı halde sizin istemediğiniz, vaktinizin ya da enerjinizin olmadığı anlar olacaktır. Böyle zamanlarda oyun oynamak istemediğinizi söylemenin hiçbir sakıncası yoktur. Her zaman uygun olamayacağınızı bilmek ona zarar vermez. Kendi başına yapabileceği aktivitelere yönlendirip, zamanınız ve enerjiniz daha fazla olduğunda oynayın. Ya da işlerinize çocuğunuzu da dahil edin. Kendi ihtiyaçlarınızdan ödün verip gerçekten istediğinizden daha fazla oynarsanız bu onun hoşuna gider ancak bu sizin içten içe sinirlenmenize neden olabilir. İçinizdeki bu sıkıntı daha sonra ona karşı öfke ve sabırsızlık biçiminde dışa vurabilir. Bu da onu daha bağımlı ve sürekli ilgi bekleyen bir davranış modeline yönlendirebilir. 

Unutmayın! Çocuğunuzla bağlanma oyunları oynamaya başlamak için asla geç değil. Ne kadar çok oynarsanız bu işi daha iyi becerir, daha da fazla zevk alırsınız. Çocuğunuzla birbirinize daha bağlı hissetmeye başlarsanız güç kavganız azalır. O büyüdüğünde, birlikte oynayarak ve gülerek geçirdiğiniz zamanları sevgiyle hatırlarsınız. 

Kaynak: Oyun Oynama Sanatı – Aletha J. Solter 

Uzm. Klinik Psk. Damla Ekmekçibaşı