Çocuğum her şeyden korkuyor, ne yapacağımı şaşırdım.
Her yüksek seste sıçrıyor. Bu korku nasıl geçecek?
Karanlık diye tuvalete bile gitmiyor.
Yalnız yatmıyor. Devamlı birimiz onun yanında yatıyoruz ya da bizim yatağa geliyor, çünkü korkuyor.
Yan odaya geçemez oldum, hemen korkuyor ve ağlıyor.
Bu ve bunun gibi örnekler sizlere tanıdık geldi mi? Peki, nedir korku? Korkularla nasıl başa çıkacağız? Korku oluşmaması ya da korkulan durumları pekiştirmemek için neler yapmalıyız? Çocuklarımıza nasıl yardımcı olacağız?
Korku, en temel duygularımızdan biridir. Yaklaşan tehlike nedeniyle ortaya çıkan ve kaçma isteği uyandıran bir duygudur. Aslında insanı koruyan bir olgudur çünkü bizleri olası tehlikelerden korur ama bazen yaşamı kısıtlayıcı hale gelebilir. Genelde bilinmeyenden korkulur. Bu nedenle de çocukluk dönemi korkuları, çocuğun bulunduğu yaşa ve gelişim dönemlerine göre değişiklik gösterir.
Çocukların hayal güçleri 3-4 yaşlarında oldukça gelişir. Bununla beraber korkular da artmaya başlar. Okul öncesi dönemde, karanlık, bedenine zarar geleceği, anne/babanın terk etmesi, yalnız kalmak, cadı, canavar, hayalet, korkuları yanında daha somutlaşmış, hayvan, gök gürültüsü, hırsız, dilenci, polis gibi korkular da görülür. Bu korkuların çoğu gelişim dönemine özgüdür. Döneme özgü, gelişimsel olan korkular çocuk gelişimini tamamladıkça değişir ve zamanla yok olurlar. Bu nedenle tedavi edilmez. Ailelerin olumlu yatıştırıcı, korkuyu desteklemeyen ve açıklayıcı tutumları yeterli olacaktır.6-12 yaşlar arasında bu korkular giderek azalır ve bunların yerini bedensel yaralanma ve okulla ilgili ve sosyal ilişkileri içeren korku türleri alır. 11 yaşından itibaren bu korkularda belirgin bir düşüş görülür. Ancak, korkular çocuğun gündelik yaşamını engellemeye başladıysa, yaşına ve karakterine uygun olmayan davranışlar gösteriyorsa, bazı yerler, kişiler veya durumlardan kaçınmaya başladıysa, rahatlatılmaya rağmen korku ısrarcı bir şekilde kalıyorsa veya kötüleşiyorsa, fiziksel nedeni olmayan, ısrarcı bedensel şikâyetleri varsa (sürekli karın ağrısı, baş ağrısı), hafif takıntı davranışları geliştirmeye başladıysa, korkutucu kabuslar, korkusundan dolayı uyuyamaması, odasına girmemek için ağlama nöbetleri geçirmesi gibi, normal yaşamını devam ettirmesine engel olacak boyuttaysa, mutlaka bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurulması gerekmektedir.
Çocuklarda korkunun ortaya çıkmasının ve/veya pekişmesinin nedenleri:
Öğrenme: Bazı korkular yaşanan olumsuz bir olay ya da deneyim sonucu ortaya çıkar, yani öğrenilir. Örneğin, bir trafik kazasına tanık olan bir çocuk arabaya binmekten korkabilir. Ya da önceden aşı olan bir çocuk hemşirelerden, doktordan ya da hastanelerden korkabilir.
Model alma: Çocuklar, büyürken anne ve babalarını çok dikkatli bir şekilde gözlemlerler. Onların olaylar karşısında verdikleri tepkileri taklit eder ve uygulamaya çalışırlar.
Yaşına uygun olmayan televizyon programları, oyunlar ve ürkütücü masallar korku yaratabilir.
Yaşanan deneyimler ve o deneyimlere verilen tepkiler: Eğer deneyim çok kötü yaşanmışsa, çevrenin tepkisi çok aşırı olmuşsa korku pekişir. Örneğin,havuzda boğulma tehlikesi geçiren bir çocuk suya girmekten korkabilir. Ailenin tepkisi çok büyük olmuşsa bu korku çok daha yoğun yaşanabilir.
Tekrar eden fiziksel cezalar ya da fiziksel ceza ile tehdit etmek. Çocuk uyarı niteliğinde küçük bir fiskeyi bile beden bütünlüğüne yönelik bir saldırı olarak algılayabilir.
Çocuğa bakım veren kişinin sık sık değişmesi ve çocuğun bu değişikliğin nedenini anlayamaması korku ve kaygı yaratabilir.
Anne babanın çocuğun fiziksel sağlığına/dış dünyaya yönelik aşırı kaygısı:Gerçek bir tehlike olmadığı halde sürekli olarak çocuğu uyarması ve “dikkat et” mesajını vererek önlem alması gereğini vurgulaması da korkuyu arttıran sebeplerden biridir.
Çocukluk Korkuları Karşısında Anne Baba Olarak Neler Yapmalıyız?
Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun hissettiği korkuları küçümsemeyin vesaygı gösterin.Çocukların korkusunu küçümsemek, alay etmek, sert tepkiler vermek yanlıştır.
Onların yanında olduğunuzu ve yardımcı olmak için elinizden gelen herşeyi yapacağınızın güvenini vermelisiniz. Yalnız olmadıklarını bilmelerini sağlamak korkuyla baş ederken onlara cesaret verecektir.
Korkuları gizlemeyin. Yetişkinler korkularını saklama eğilimindedir. Bahaneler üreterek ya da mantıklı açıklamalar yaparak korkularını gizlerler. Halbuki büyüklerin de korkularını, korkularından bahsedebildiklerini görmek çocukların kendilerini daha iyi ve rahat ifade etmesine yardımcı olur.
Korkusunun ana kaynağını anlamaya çalışın. Ağlama veya kriz anları geçtikten sonra sakinleştiğinde bu konuyla ilgili sohbet edin ya da ondan duygularını anlatan bir resim yapmasını isteyin.
Çocuk karanlıktan korkuyorsa; onunla birlikte odaya gitmek, ışık açık ve kapalıyken odada birlikte oturmak, yalnız yatmaktan korkuyorsa, uyuyana kadar yanında kalmak (o uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi mutlaka söyleyerek), odada veya koridorda bir ışık bırakmak, odasının kapısını açık bırakıp, ihtiyacı olursa seslenebileceğini söylemek, çocuğunuzu rahatlatacaktır.
Korkuya neden olan şeylerle teması kestirmeyin: Korkuya neden olan nesneyle her türlü teması kesmek, çocukta korkunun daha da derinleşmesine yol açar. Kaydıraktan korktuğu için parka götürmemek sorunu çözmez. Korkuyu yenmek aşamalı olmalı. Çocuğa korktuğu nesneye kademeli biçimde yaklaşabileceği durumlar sunabilirsiniz.
Çocuk anne ve babasının endişesini rahatlıkla anlar. Bu sebeple korktuğu olay veya nesneler hakkında konuşurken sakin bir şekilde dinleyin, onun korkusunu tetikleyecek aşırı tepkiler vermekten kaçının.
Korktuğu nesnelerin ilgili mizahi yönlerini bulup onlarla dalga geçmesini sağlayabilirsiniz. Örneğin korktuğu canavarın resmini çizdirip ona bıyık, diş teli, gözlük takarak komik bir hale sokabilirsiniz. Resimler hem korkuyu somutlaştırır hem de komik hale getirildiğinde eskisi kadar korku vermemeye başlayabilir.
Masallar da korkuyla yüzleşme ve onları yenmenin yollarından biridir. Bir masal, çocuğun sorunuyla ne kadar çok bağdaşıyorsa o kadar çok dinlemek isteyecektir. Tekrarlama sonucunda, çocukların kafalarındaki resim tamamlanır ve anlaşılmaz gelen şeyler yavaş yavaş çözümlenebilir.
Çocuklar eğer korku figürlerini oyunlarına dahil ediyorsa, buna izin verin. Çocuğun oyunlarına canavarları, vahşi yaratıkları dahil ederek onları taklit etmesi, oyuna soktuğu yeni karakterlerle onu yenmesi ya da evde ışıkları kısıp saklambaç oynaması korkuyu yenmeye hizmet edebilmektedir.
Çocuklarla yapılabilen gevşeme tekniklerini öğrenip ona uygulatabilir ve sonra da yalnızken de yaparak gerilimini azaltmasını sağlayabilirsiniz.
Anne ve baba olarak değişik ortamlara girmesine, kişilerle olmasına ve çevreyi tanımasına izin verebilir, Çocuk bu yeni deneyimleri yaşarken çok fazla koruyucu olmadan onun bireyselleşmesine yardımcı olabilirsiniz.
Çocukluk çağında yaşanan korkularda, odaklanmamız gereken nokta korkuların varlığından çok onlarla nasıl başa çıkılabileceğini öğrenmek ve çocuklarımıza öğretmektir. Bir çocuk zorluklarla baş edebilecek ruhsal ve zihinsel olgunluğu kazanana kadar ebeveyn onun ihtiyacını giderir, kaygısını yatıştırır, çocukta rahatsızlık uyandıracak durumları sezer ve ortadan kaldırmaya çalışır. Bebek ve çocukların bu konuda güvenmeye ihtiyaçları vardır. Onları ciddiyetle dinlemeli, ikna etmek için duymak istemedikleri mantıklı açıklamalardan kaçınmalı, soru sormaları için fırsat vermeli ve korkuların nedenleri üzerine düşünmeyi denemeliyiz. En önemlisi de onlara tutum, davranış ve söylemlerimizle güven vermeliyiz ve sevgimizi esirgememeliyiz. Bu sayede çocuklarınızda güven veren bir ebeveyn imgesi oluşacak ve bu imge ileride çocuklarınızın kaygıyla baş edebilme becerilerini de olumlu şekilde etkileyecektir.
Damla EKMEKÇİBAŞI
Uzman Psikolog