Duygu Dedektörü Olmak

Sabah kalkıyoruz bir duyguyla, akşam yatana kadar yaşadığımız her anın içinde başka bir duygu.. Hayatımızın içinde bu kadar yoğun ve sürekli bizimle olan başka bir şey var mı? Hem de her yaşta, her yerde, her durumda farklı farklı duygular barındırıyoruz içimizde. İşte tam da bu yüzden duygulardan bahsetmeden, onları fark etmeden, anlamadan, anlamlandırmadan kendimizden ve ilişkilerimizden behsetmek mümkün değil. Çocukların da bir birey olarak hayata adapte olma yolunda duyguları anlaması ve ifade etmesi oldukça önemli bir konumda yer alıyor. Peki, bizler bu yolda onlara nasıl eşlik edebiliriz ve nasıl yardımcı olabiliriz?

  • Duyguları Adlandırın

Çocuklar aslında yetişkinlere göre duygularını gösterme konusunda daha beceriklidirler ancak bunu her zaman kelimeler aracılığı ile yapamazlar. Bizlerin onların yaşadığı duyguyu fark etmemiz ve isimlendirmemiz gerekebilir. Örneğin,

  • Gidiyor olmamız seni çok üzdü. Parkta oynamak senin için çok keyifliydi ve bitmesi canını sıkmış olmalı.
  • Çok kızmış olmalısın. Kardeşin oyuncağını kırdı ve onu gerçekten çok seviyordun.
  • Ne kadar mutlusun! Uzun zamandır istediğin legoyu görünce zıp zıp zıplamaya başladın.

Davranışları izlemek, okumak, hangi duyguya karşılık geldiğini anlamak ve söze dökmek alışkın olduğumuz bir şey olmayabilir. Pratik yapmamızı gerektiren bir durum ancak yaptıkça da gelişeceğine emin olun! J

  • Duyguları normalleştirin

Duygular hayatımızın her yerinde. “Şu anda eve döndüğün için üzgün hissederken, biraz önce arkadaşlarınla oynarken çok mutluydun.” “Gece o gölgeyi görünce ne kadar korkmuştun ama onun bir çamaşır olduğunu anladığında ne kadar gülmüştün.” Duygular gelip geçicidir. Yaşadığınız süreçlerden sonra çocuğunuzla bunları konuşmak oldukça faydalıdır. Bazen de ne kadar doğal bir şey olduğunu göstermek için kendinizden örnekler vermek de çocuğunuzu rahatlatabilir. “Anneannen giderken ağlayıp kapıyı tekmeledin, gitmesine çok üzülmüş olmalısın. Ben de onun gitmesine üzülüyorum.” Ya da “İş yerinde bugün buna benzer bir şey yaşadım…” vs gibi örnekler verilebilir.

  • Taktikler belirleyin

Hisler biz istesek de istemesek de yaşadığımız olaylara ya da durumlara bağlı olarak orada var olmaya devam edecekler. Hislerimizi değiştiremeyiz ve değiştirmemeliyiz de ancak o duyguyu nasıl ifade edeceğimiz bize kalmıştır. Çocuklar için ifade etme kısmı bir yol göstericileri yoksa oldukça zordur. Kızdığımda öfkemi kardeşime vurarak gösteremem ama bir yastığa vurarak gösterebilirim. Ya da sakinleşmek için içimden sayı saymayı deneyebilirim. Bu her çocuk için farklıdır ve evde deneyerek öğrenilmesi gereken bir süreçtir.

  • Kitaplardan yardım alın

Çocuk kitapları aslında hayatımızın ya da hayal gücümüzün resim bulmuş hali, ne dersiniz? Resimleri okumak ve karakterlerin mimiklerine, duruşlarına bakarak duyguları tahmin etmek, bazen kendimizde de böyle şeyler oluyor mu acaba sorusunu cevaplamak ufuk açıcı olmuyor mu? Çocuklar için de aynen böyle oluyor, araştırmalar da bunu destekliyor. “Şu küçük maymun sence nasıl hissediyor? Sen de hiç böyle hissettin mi?” gibi sorular duygu ifadesinde oldukça yardımcı olabilir.

  • Meditasyon ve Farkındalık Çalışmaları yapın

Özellikle iç çalışma için hiçbir zaman çok erken ya da çok geç değil. Hislerimizin farkına varmak, onların gelip geçtiğini fark etmek duygusal regülasyon için oldukça önemli. Nefes çalışmalarını oyunlaştırıp hayatınıza dâhil edebilirsiniz. Gözlerinizi kapatıp etrafınızdaki seslere, kokulara, dokulara, gözünüzde canlanan görüntülere odaklanma çalışması yapabilirsiniz. Çocuklar için meditasyon ve mindfulness egzersizlerinden faydalanabilirsiniz.