Çocukların hiç tanımadığı bir ortama ve tanımadığı insanlara alışması için bir geçiş sürecine ihtiyaçları vardır. Okulumuzda yapılan alıştırma süreci adım adım ilerleyecek olup, çocuğunuzun alışma hızına göre programlanacaktır.
Bu süreçte işten izin alabilirsiniz veya ikinci ebeveyn ya da aile büyüklerinden destek alabilirsiniz. İlk defa okula başlayan bir çocuğa “Ben buradayım, güvende olana kadar bir yere gitmiyorum” mesajını iletmemiz oldukça önemlidir.
Çocuğun yaşadığı heyecanla karışık kaygısının temel nedeni bilinmezliğe doğru attığı adımdır.Okula başlamadan önce onu duygusal açıdan hazırlamak, yaşayacakları hakkında bilgi vermek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Okulda çok sayıda arkadaş edineceğini ve onu seven
öğretmenleri olacağını söyleyebilir, kendi okul anılarınızı anlatıp okula giden çocuklarla ilgili hikayeler okuyabilirsiniz.
Çocuğunuzun okulun ilk günü yaşayabileceği en önemli kaygı sürekli okulda kalacağı, eve dönmeyeceği ya da gününün tamamını okulda geçireceği ile ilgilidir. Bu durumda çocuğunuza, “Merak etme okulda kalmayacaksın.” gibi olumsuzluk bildiren cümleler kurmak yerine, “Okuldaki oyunlar ve çalışmalar bitince, sen ve öğretmenlerin eve döneceksiniz.” gibi net ve olumlu cümleler kurmanız daha sağlıklı olacaktır.
Çocuğunuza, okula gidiş-geliş saatleri ve onu okuldan kimin alacağı veya eve nasıl döneceği ile ilgili bilgi vermeniz onu biraz olsun rahatlatacaktır. Ayrıca ilk günlerde çocuğunuzu tam saatinde almanız da o güvenin oturmasına yardımcı olacaktır.
Anne-baba olarak sizlerin de kaygı yaşamanız ve çocuğunuzu öğretmenine teslim ettikten sonra onu merak etmeniz çok doğaldır. Ancak, bu meraktan dolayı yanına gidip neler yapıyor diye bakmak istemeniz yaşadığınız endişenin çocuğunuza yansımasına neden olur ve ona kaygılanmakta haklı olduğu mesajını verir. Bu tür bir davranış aynı zamanda çocuğunuzun bağımsızlaşma sürecini de olumsuz etkiler.
Okulun ilk günlerinde ve takip eden günlerde, anne-babaların sınıfta bulunması, çocuğun okula alışmasını güçleştiren bir faktördür. Bunun yanında, okula gelirken çocuğunuzu kucağınıza almak yerine elinden tutup getirmeniz, çocuğun sizden bağımsızlaşmasını ve sizin de çocuğunuzu okula daha rahat bir şekilde teslim etmenizi sağlayacaktır.
Çocuğunuz sabah kendisiyle birlikte okula gidip orada kalmanız konusunda ısrar ediyorsa, ona herkesin bir görevi olduğunu, sizin sorumluluğunuzun kendi işinizi yapmak onunkinin de okula gitmek olduğunu belirtebilirsiniz. Kullanacağınız ifadelerin kısa, net ve kesin olması önem taşımaktadır. Ayrıca söz ve davranışlarınızın tutarlı ve kararlı olması da o denli önemlidir.
Çocuğunuz okuldan eve geldiğinde gününü nasıl geçirdiği ile ilgili sohbet etmeniz ya da okul temalı bir oyun oynamanız onun okul deneyimlerini sizinle paylaşarak rahatlamasını sağladığı gibi okula uyum sürecini de hızlandırır. Bir takvim üzerinde, okulda bulunacağı günleri ve tatil günlerini işaretlemek, okul günlerinde öğretmenleri ve arkadaşları ile yapacağı güzel şeyleri anlatmak da onu rahatlatacaktır.
Öğretmenlere bakış açısı, çocuğunuzun uzun yıllarını geçireceği okula bakış açısının temellerini oluşturur. Daha ilk günlerden “şunu yapmazsan öğretmenine söylerim” ifadeleri öğretmenleri ile kuracağı güven ve sevgi ilişkisini olumsuz yönde etkiler.
Yatış ve kalkış saatlerinin rutine oturtulması da okula uyumun yanı sıra çocuğunuzun öğrenim veriminin artmasına ve dikkat süresinin sağlıklı şekilde gelişmesine de olumlu katkı sağlayacaktır. Unutmayınız ki, annenin ve babanın içinde bulunduğu duygu durumu çocuğu doğrudan etkiler. Çocuklar anne ve babalarının duygularını ayna gibi yansıtırlar. Dolayısıyla anne-baba olarak sizlerin de okulun ilk günü , sakin ve neşeli olarak güne başlamanız, rahat olmanız ve kaygılarınızı çocuğunuza hissettirmemeniz önemlidir. Tabii ki sizlerin de heyecanlı olmanız çok doğal, ancak aşamadığınız endişeleriniz var ise bunları okul psikoloğu ile paylaşıp bir yol haritası çizmek okula başlama sürecini sizler için de keyifli bir deneyime dönüştürebilir.