Ölümü Anlamak

Ölüm yaşanması kadar konuşulması da zor olan konulardan biridir. Biz yetişkinler kendimiz için sıkıntılı olan bu olgunun, çocuklar için daha da sıkıntılı olacağını sanarak, çocuklarla konuşmaktan ve duygularımızı paylaşmaktan kaçınırız. Bu durum, genellikle çocukların ölümü nasıl algıladıklarının bilinmemesinden kaynaklanır. Yaşlara göre ölümün nasıl algılandığı, çocuklara nasıl anlatılması gerektiği önemlidir (Bengi Semerci, 2004). Çocuklarınızı üzüntüden ve ölüm gerçeğinden koruma çabaları, çocuğa ölümün korkulacak bir şey olduğunu öğretir. Hem kaçınma hem de abartılmış drama çocuğun gelişmesini, deneyimini ve duygularını göz önünde bulunduran güvenli ve destekli bir ortamda ölümü öğrenebilmesine engel olur. Ölüm, hakkında bir şeyler öğrenilebilecek doğal bir kavram olmaktan çıkar, karmaşık bir konuya dönüşür. Bu nedenle, zihnimizdeki soruları netleştirip bu konuda konuşmak için kendimizi rahat hissetmemiz önemlidir. 

Çocuklar Farklı Yaşlarda Ölümü Nasıl Anlar? 

Üç yaşından küçük çocuklar >>Üç yaşından küçük olan çocuklar, ölümü birinin veya bir şeyin artık orada olmaması olarak görürler. Ölmüş kişiyi ya da evcil hayvanını yeniden görebileceklerini düşünürler ve onları sormaya devam ederler. 

Beş yaşından küçük çocuklar >>Dört yaş civarındaki çocuklar ölümün ne olduğunu anlamaya başlarlar fakat geri dönülmez bir şey olduğunu kavrayamazlar. Ölümü başka bir yerde yaşamak olarak anlarlar. Bu yaşlardaki çocukların; “Dedemin mezarda olduğunu biliyorum ama hadi oraya bir telefon koyalım ve onu arayalım.” “Anneannemin ölmesi bitince ona yeni aldığım oyuncağımı göstereceğim.” “Kuşumu doktora götürelim, tamir etsin böylece artık ölü olmaz.” gibi cümleler kurması hiç de şaşırtıcı bir durum değildir. 

Beş yaşındaki çocuk >>Bu yaştaki çocuklar bilişsel gelişim aşamasındadırlar ve çok somut düşünürler. Bu nedenle somut örnekler üzerinden ölümü anlayabilirler. 

Altı yaşındaki çocuk >>Çocuklar altı yaşına doğru ölümün bir son olduğunu, ölen kişinin veya hayvanın bir daha geri gelmeyeceğini kavramaya başlar. Soyut düşünce becerisi gelişmeye başlar ve ölümün herkesin başına gelen bir şey olduğunu ve bütün canlıların yaşam döngüsünün sonu olduğunu anlamaya başlarlar. 

Ölüm Çocuklara Nasıl Anlatılmalı? 

  • Bir ve iki buçuk yaşındakilere >>“Büyükbaba öldü. Birisi öldüğü zaman artık onu bir daha göremeyiz. Onu bir daha görmeyecek olmak bizi üzer.” gibi açıklamalarda bulunabiliriz. 
  • Üç-altı yaş arası çocuklara >>Somut düşüncenin hakim olduğu bir dönem olması nedeni ile çocukların bir insanın ölmesinin fiziksel olarak ne anlama geldiğini anlamaları önemlidir. “Ölü demek bir kişinin ya da hayvanın artık canlı olmaması demektir. Hayatı bitmiştir.” diyerek açıklayabiliriz. Örneğin; “Anneannen öldü. Yani artık bizim gibi yemek yiyemez, göremez, duyamaz, yürüyemez, konuşamaz, hareket edemez.” şeklinde bir açıklama yapılabilir.  İlk etapta bu cümleleri idrak etmede zorlansalar da bu şekilde bir açıklama ölümü onlar için biraz daha anlaşılır hale getirecektir. 
  • Dört yaş üzeri çocuklara >>Şunları eklemek isteyebilirsiniz; “Ölü kişi daha önce hissettiği hiç bir şeyi hissetmez. Üzgün, mutlu, korkmuş olmaz. Artık hiçbir şey hissetmez.” 
  • Bütün çocuklara >>Kaygı oluşturmamak adına “Genellikle insanlar çok ama çok yaşlandıklarında ölürler. Sen ve ben çok uzun yaşayacağız ve birlikte pek çok şey yapacağız.” gibi cümleler kurup çocuğun ihtiyacına göre yaşamınızın her evresini somut örneklerle detaylandırarak anlatabilirsiniz. 
  • Yaptığınız açıklamalar üzerine çocuğun ilk soracağı soru; “Sen de ölecek misin?” veya “Babam da ölecek mi?” olur. Yanıtınız şöyle olmalı; “Evet, yaşayan her şey bir gün ölecek ama sen, baban ve ben çok ama çok uzun süre ölmeyeceğiz.”. Onu “Bana ihtiyacın olduğu sürece yaşamayı ve gerçekten çok uzun bir süre annen olmaya devam etmeyi planlıyorum.” diyerek rahatlatabilirsiniz. 
  • Çocuğunuza tüm bunları anlatmadan önce yaşam döngüsünün ne olduğunu hayvanlar ve bitkilerden örnekler vererek anlatmak onların zihinlerinde yaşamın bir başı ve sonu olduğu fikrinin oturmasına, ölümü daha rahat anlamlandırmasına olanak sağlar. 
  • Kaybı olan çocuğa, gerçekler mümkün olduğunca en kısa zamanda söylenmeli. Bazen aileden yakın birinin kaybı olduğunda çocuk üzülmesin diye hasta, hastanede ya da bir yolculuğa çıktı gibi açıklamalar yapılır. Aslında çocuğun gerçeği bir an önce öğrenmesi ve aile fertleri ile doğal yas sürecini yaşaması gerekir. Aksi takdirde çocuk ortamda bir olağandışılık olduğunu anlar ve tam olarak anlamlandıramadığı için kafası karışır, kendini güvende hissetmeyebilir. 

Ölüm Hakkındaki Soruları Yanıtlamak için Öneriler

  • Yanıtlarınız basit ve kısa olsun. Çocuğunuz dinlemeye son verinceye kadar açıklayın. Sözcük ve fikirleri duyup sindirmeleri zaman alır. Açıklamanız basit, doğrudan ve gerçekçi olsun. 
  • Sabırlı olun. Çocuğunuz aynı soruyu defalarca sorma eğilimindedir. Her açıklamanızda biraz daha anlayacaktır. Bu nedenle yanıtlarınızın tutarlı olmasına dikkat edin. 
  • Çocuğunuzun gerçekte neyi sorduğunu anlamaya çalışın. Eğer çocuğunuzun ne sorduğundan emin değilseniz ya da anlamadıysanız önce siz sorun: “Bu konuda senin fikrin ne? Sen ne düşünüyorsun?” Bu sorulara verdiği cevaplar sorusunun ne olduğu ile ilgili ipucu verecektir. 
  • Üstü kapalı sözlerden kaçının! Ölümden söz ederken “Göçüp gitti”, “ Uzun bir yolculuğa çıktı” veya “Babasını kaybetti” gibi ifadeler kullanmayın. Bunun gibi ifadeler çocuğunuzun kafasını karıştıracaktır. Bir yetişkin birini kaybettiğini söylediğinde çocuğun karşılığı “Onu ne zaman bulacağız?” olacaktır. 
  • Hasta sözcüğünü kullanmaktan kaçının. Çocuk için hasta olmak soğuk algınlığı, karın ağrısı veya okula gitmesini engelleyen bir durumdur. Siz veya kendisi hastalandığında çok fazla endişe duymasına neden olacaktır. 
  • Ölümü uyku ile ilişkilendirmeyin. Bazen aileler ölen kişi için “Çok uzun bir uykuya daldı” ya da “Ölü insan neye benzer?” sorusuna “Uyumakta olan birine benzer” yanıtını verir. Böyle yanıtlar uykuya giden yolu soruna dönüştürebilir.
  • Bütün yanıtları bilmediğinizi kabul edin. Çocuğunuz çok karmaşık ya da beklenmedik sorular sorabilir. Eğer cevabı bilmiyorsanız ya da emin değilseniz bunu dürüstçe çocuğunuzla paylaşın ve öğrenip ona geri döneceğinize söz verin. 
  • Açıklama yaparken dikkat edin. Bazen örneğin; deden öldü ama gökyüzünden seni izliyor gibi açıklamalar yapılır. Bu tür soyut açıklamalar onlar için kafa karıştırıcıdır ve tüm gün izlendiği fikrine kapılabilir. Bu, çocuklarda korku sorunlarına yol açabilir.  

Yas Tutmayı Anlatmak İçin Öneriler

  • Kederli olmak normaldir. Üzüntü ve kederinizi çocuğunuzun önünde göstermekten çekinmeyin. Çocuklar ebeveynlerini ve diğer yetişkinleri izleyerek kederlenmenin ne olduğunu öğrenirler. Çocuğunuzun sizi üzüntülü görmesi yanlış değil aksine o duyguyu öğrenmesi için bir fırsattır. Sizi üzgün gördüklerinde çocuk şu mesajı alır; “Yetişkinler bile çok üzgün olabilir ve ağlayabilirler, ama çok geçmeden kendilerini iyi hissederler.”
  • Çocuklarınıza ölmüş kişiyi anmayı öğretin. 
  • Ölen kişinin fotoğraflarını gösterebilir ve onun hakkında konuşabilirsiniz. 
  • Ölen kişinin fotoğraflarından ve onu anımsatan şeylerden bir kolaj yapıp, göze çarpan bir yere koyabilirsiniz. 
  • Ölen kişi ile ilgili duygularınızı yazıp çocuğunuzla paylaşabilir, onu da duygularını anlatması veya bir resim çizmesi için davet edebilirsiniz, ama asla zorlamamalısınız. 
  • Çocuğunuzun yas tutuş şeklini yargılamayın. Çocuklar yetişkinlerden farklı yas tutar. Yetişkinler üzüntüleri ile sarıp sarmalanma eğiliminde iken, çocuklar aralıklı olarak çıkan kederlenmeler yaşar. Geçici olarak rahatsız olabilirler ve üzüntülerini tamamen unutmuş görünebilirler. Kesin olarak bilebildiğimiz tek şey, bir çocuğun ölümü nasıl içselleştirdiğini hiç bilemememizdir. İletişim yollarını açık tutmak ve duygularını ifade etmesi için her fırsatı değerlendirmek sizin görevinizdir. 

Çocuklara okunabilecek kitap önerileri:

Ördek, Ölün ve Lale – Wolf Elbruch

Elveda Bay Muffin – Ulf Nilsson

Fati Teyze’nin Yıldızı – Brigitte Weninger

Hatırlıyorum – Jennifer  Moore-Mallinos

Mini Bino’ya Ölümü Anlatmak – Ayben Ertem

Çok Sevdiğim Bir Yakınımı Kaybettim – Marge Eaton Heegaard

Evcil Hayvanımla Vedalaşıyorum – Marge Eaton Heegaard

Dedemin Adası – Benji Davies

Minik Rakun ve Anılarla Dolu Meşe Palamudu – Audrey Penn

Klnk. Psk. Damla EKMEKÇİBAŞI