Pozitif Disiplin

Disiplin denince akla genelde katı sınırlar, cezalar, otorite figürünün baskın olduğu geleneksel disiplin yöntemleri gelebilmektedir. Bunlar geçmiş yaşantınızda deneyimlemiş olduğunuz ya da öğrenmiş olduğunuz yaklaşımlar olabilir. Tabi ki bir takım öğretileri hiçe saymak mümkün değil ancak kendi çocuğunuzla iyi bir iletişim sağlamak için şefkat görmüş tarafınızdan destek alarak bu anlayışı değiştirebilirsiniz.

Aslında disiplini bir güç göstergesi olarak gördüğümüz için bazen hiç o tarafa yaklaşmamayı tercih ediyoruz. Sonra da sınır koyma kavramı ortadan kalkıyor ve bu esnek ortam içerisinde tahammül sınırlarımız zorlanmaya başlıyor. İşte tam bu noktada da o istemediğimiz güç göstergesinin içinde buluyoruz kendimizi.

Ebeveyn olarak bu dengeyi kurmak oldukça zor olabiliyor. Bu nedenle çocuklara kendilerini kötü hissettirmeden, ebeveyn olarak da dengeli ve sistemli olabileceğiniz pozitif disiplin kavramını öğrenmek ve uygulamaya çalışmak oldukça önemli bir hale geliyor.

Pozitif disiplin nedir?

  • Çocukların kendi hareketlerini kontrol edebilmelerine ve problemlerini çözmelerine yardımcı olan bir yönetim tekniğidir.
  • Çocuklara belli bir sınır çerçevesi içerisinde belli sorumluluklar verilir.
  • Çocuklara seçim hakkı verilir ve seçenekler sunulur.
  • Karar verebilmesi için alan açan bir ebeveyn olmayı gerektirir.

Doğal sonuçlar yaşatılır ve mantıklı açıklamalarda bulunulur. Örneğin; suyu masanın üzerine dökülen çocuğa, bir bez alarak masanın üstünü silmesi gerektiği söylenir. Bu basit ama etkili bir yöntemdir.

  • Problem çözmeleri için destek olunur, onlar yerine problem çözülmez. Kendi problemlerini kendi çözmeleri için fırsat tanınır.
  • İletişime her zaman açık olunmalıdır. Beden dilinizin söylediğiniz şey ile örtüşmesi önemlidir. Örneklendirmeler küçük yaş grupları için çok faydalı olabilir. Ona sorular sorarak kendisinin ne yapabileceği hakkında fikirler almak olaya çocuğu da dahil ettiğinizi fark etmesine sebep olacaktır.
  • Yapılmaması gereken davranış net bir dille ifade edilmelidir. Çocuğun kendisine değil davranışına karşı söylemlerde bulunulmalı, asla kendi sevginizden ya da ilginizden mahrum bırakılmamalıdır.
  • Koşulsuz sevgi verilmeli ve sıcak bir ses tonu ve beden diliyle bu sevgi ifade edilmelidir. Bazen zorluklarla baş ederken bu detay gözden kaçabilir. Zorlanmalar ardından sınırların belli olmasından dolayı geri adım atmamak önemlidir, ancak çocuğa sarılmak, “Çok üzüldün, anlıyorum, sarılıp ağlamak ister misin?” gibi cümlelerle desteklemek önemlidir.
  • Cezadan uzak bir yöntemdir çünkü ceza anlık bir çözümdür ve çocuğa kendini kötü hissettirir. Kötü hisseden bir çocuğun iyi davranışı seçmesi oldukça zordur.
  • Önleyici bir yapıya sahiptir. Ebeveyn iyi bir gözlemci olmalı, yaşanabilecek problemler yaşanmadan önleyici bir takım sınırlar koymalı ya da anlaşmalar yapmalıdır. Böylece sürekli müdahale etmek durumunda kalınmaz.
  • Güvenilir bir çevre düzenlenmelidir. Merakı teşvik eden, araştırmaya, karıştırmaya izin verilebilecek alanlar yaratılmalı, çocuğun merak duygusu engellenmemelidir.
  • Çocuğa ve kendinize karşı sabırlı olmayı gerektirir. Bu nedenle çatışma yaşadığınız ya da zorlandığınız konularda ebeveyn olarak kendi içinize bakmayı ve kendinizi iyileştirmek için çaba sarf etmeniz, kendinize şefkat göstermeniz önemlidir.

Unutmayın ki, tüm bunları yapmanıza rağmen hala sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Tutarlı olmak ve işlerin yoluna girmesi için kendinize ve çocuğunuza belli bir zaman vermek, eğer benimsediğiniz yöntem işe yaramıyorsa farklı bir formda onu hayatınıza sokmaya çalışmanız faydalı olacaktır. Burada önemli olan çocuklara bir şeyler yaptırmak değil, çocukların kendi kendilerine bir şeyler yapıp güç kazanmasını sağlamak ve tüm bunları yaparken iyi bir iletişim içerisinde ve teması kesmeden bunları gerçekleştirmektir.

Klinik Psikolog Damla Ekmekçibaşı